tuncel kurtiz

  1. Bugün 77 yaşında hayatını kaybeden oyuncu. Etiler'deki evinde düşüp, başını çarptığı iddia ediliyor...
    TUNCEL KURTİZ KİMDİR?
    Türkiye'nin en sevilen oyuncularundan Tuncel Kurtiz Selanik'li bürokrat bir babanın ve Boşnak bir annenin oğlu olarak dünyaya geldi.
    Üniversitede kısa bir süre hukuk fakültesinde, daha sonra ise filoloji, felsefe, psikoloji ve sanat tarihi bölümlerinde okudu; ancak hiçbirinden mezun olmadı
    Oyunculuğa ilk kez 1959 yılında Dormen Tiyatrosu'nda başlamıştı. Sürü filmindeki rolüyle sinema hafızamıza kazılan Kurtiz; Gül Hasan filmiyle 1981 Antalya Altın Portakal Film Festivalinde en iyi senaryo ödülünü kazanmıştı.
    Hacı ve Asi adlı TV dizilerinde başrol oynamıştı.
    Türk sinema ve tiyatro oyuncusu, yönetmen, yapımcı, senarist.
    Güz Sancısı filminde Kamil Efendi karakterini canlandırmıştı.
    Aynı yıl yayına başlayan Ezel adlı dizide Ramiz Karaeski karakterini canlandırmış ve tanınırlığı daha da artmıştı
    2010 Yaz döneminde özel bir televizyon kanalında Tuncel Kurtiz ve Dostları adlı bir program yapmıştı. Ekim 2011'de
    48. Altın Portakal Film Festivali'nde Yaşam Boyu Onur Ödülü almıştı.
    Halen Muhteşem Yüzyıl'da Ebussuud Efendi rolünü oynuyordu.


    http://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/881198-tuncel-kurtizi-kaybettik
    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24800890.asp
    http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/73755/2368/1/tuncel-kurtiz-hayati
    http://www.aksam.com.tr/magazin/tuncel-kurtiz-en-cok-annemi-ozluyorum/haber-248227
    (diyojenist 27.09.2013 09:27 ~ 27.09.2013 12:56)
  2. daha dün "hayatımız belgesel olsa kimin seslendirmesini isterdik" geyiği yaparken bahsettiğimiz ve şahsen tercihim olan -tvde şu futbol makinesi, ziraat türkiye kupası tanıtımı dönüyordu- ve vefatını öğrenince çok şaşırdığım; mimiklerini inandırıcı bir şekilde kullanan ama en çok da sesiyle ön plana çıkan bir sanatçıdır.
    (queen tinorfithiel 27.09.2013 11:49)
  3. Tuncel Kurtiz Cumhuriyet gazetesindeki bir röportajında, “Siz nasıl hatırlanmak istersiniz?” sorusuna şöyle yanıt vermiş: “Hiç umurumda değil, ne derlerse desinler... Bakın en çabuk Türkiye’de gömerler ölüyü. Ben ölüme inanmıyorum. Belki bahar ülkesine açılan kapıdır ölüm. Hepimiz bu kapıdan geçeceğiz. Nedir ki bu dünya? Daha bunu yanıtlayamıyoruz ki, ölümün yok oluş olduğunu nereden bileceğiz? Şamanların yaptığı gibi ölünce mezarıma iki şişe şarap, sevdiğim filmlerimi ve bitiremediğim kitaplarımı koysunlar.
    http://haber.gazetevatan.com/iste-tuncel-kurtizin-vasiyeti/572437/1/gundem

    Balıkesir’in Güre ilçesindeki Tahtakuşlar köyüne gömülmesine, köyün İhtiyar heyetinden izin çıkmayandır. Muhtar Hasan Bozkurt, söze “Burası kapalı bir toplum” diye başlamış...
    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24807904.asp
    (diyojenist 28.09.2013 10:12 ~ 28.09.2013 10:29)
  4. Abdullah Muradoğlu, ölümünün ardından şöyle bir yazı ile hayatından kesitler sunduğu sanatçıdır:
    "Tuncel Kurtiz ölümüyle hangi paketi açtı?

    Tuncel Kurtiz'i çoğumuz 'Ramiz Dayı' olarak tanıdık. Oysa 1960'lardan beri tiyatro ve sinema sanatçısıdır. Babası, Hamdi Vala mülkiyecidir. '27 Mayıs' darbesinden sonra hakkında soruşturma bile açılmış. Onat Kutlar, 1982'de, 'Cumhuriyet' gazetesinde Kurtiz'i anlatırken, 'Hamdi Vâlâ Rıza Bey Selanikli ve Atatürk'ün akrabası Müfıde Hanım ise Şaraybosnalı' diyerek ilginç bir bilgi aktarır. Hamdi Vala'nın babası İzmir Vakıflar Müdürü Ali Rıza Bey'dir. Tuncel Kurtiz'in kızkardeşi Sezgin Sander ise 'Sefine-i Evliya' isimli meşhur eserin müellifi Hüseyin Vassaf'ın torunu ile evlenmiştir. Hüseyin Vassaf, 1925'de, Kasımpaşa'daki 'Uşşaki Dergahı'nın şeyhiydi. 'Muhteşem Yüzyıl'da Şeyhülislam Ebussuud'u oynayan Kurtiz'in bir dedesi ise Bosna'da 'Kadı'lık yapmıştır.

    Hamdi Vala Bey ateşli bir milliyetçi ve Atatürkçüdür. Oğluna verdiği 'Tuncel' ismi 1930'lı yılların 'kök arayışı'na uygundur. 1936'da doğan Tuncel'e bu isim verilirken 'Dersim'in adı 1 yıl önce 'Tunceli' olarak değiştirilmiştir. Zaten Vala Bey de oğlu Tuncel'in Tunceli'de çalışan bir maden mühendisi olmasını istemişti. Kurtiz soyadı ise 'Ergenekon'dan mülhemdir, 'Kurt izi'nden geliyor. O, babasının bile izinden gitmedi, 'oyuncu' oldu, üstelik komünizme meyletti. Komünizm onun için insancıl bir ütopyadır. 2009'da 'Hürriyet'ten Faruk Bildirici'ye verdiği söyleşide 'Hala Komünistim' diyecek kadar samimidir.

    Değişik bir insan Kurtiz. Plaklara çekilmiş ezanları dinliyor, Türkçe ilahilere huşu içinde kulak veriyor. Beethoven'i, Bach'ı seviyor, ama Ortadoğu müziğine vurgundur. Bildirici'ye komünizm ütopyasını anlatırken, 'Gökyüzündeki gezegenlere bakın büyük küçük kuvvetli ve zayıf arasındaki harikulade ahengi görün. Büyük küçüğü ezmiyor. Bu bir düşüncedir' diyor. Aslında Kur'an'daki 'Tesbihat'ı anlatıyor. Bütün varlıklar kendi hallerince Allah'ı tesbih ederler, tabi oldukları yasalara uygun olarak görevlerini yerine getirirler, herşey yerli yerindedir, adalete uygundur. Allah insanlar arasında adaleti ayakta tutmamızı istiyor. 'Tesbihat'a uygun bir yaşayış süren dindarlarla karşılaşmamış bile olabilir Kurtiz. Suç kimin? Bilmediğinizi kavrayıp anlayamazsınız, tanış olmasanız sevemezsiniz de.

    Hayat hikayesinden anladığıma göre Kurtiz ailesiyle bile aidiyet ilişkisi kuramamış, hep ayrıksı durmuş. Yıllar su gibi akmış, babasının kaymakamlık yaptığı Edremit'e yerleşmiş, yöredeki bir Alevi köyünde defnedilmesini istemişti. Vasiyetine köyün itiraz ettiğini bilse çok üzülürdü. 'Ateist' olmuş muydu, bilmiyorum. Gerçeğin çok daha karmaşık olduğunu biliyorum ama. Bir süre önce Bosna köprülerini anlatan 'Çupriya' belgeselini seslendirmişti. Yapımcılarla sohbet ederken 'Haydi bakalım, Bismillahirrahmanirrahim' diyerek işe koyulurken çok içten idi. Onat Kutlar 1982'deki yazısında Kurtiz'i, 'Yüzünde hem acı, hem gülüş, hem tevekkül, hem başkaldırı ifade eden çelişik, derin ve zengin çizgiler. Okunan bir yüz. Hareketli, sürükleyici bir kitap gibi' sözleriyle tasvir etmişti. Bu çizgiler kuşkusuz, hayat içerisinde bir yerlere tekabül ediyordu. Hülasası Kurtiz, bir yanıyla şudur, bir yanıyla budur. Çelişkili görünebilir ama memleketimizin insan manzaralarının bir tasviridir. Ece Ayhan, Ahmed Hamdi Tanpınar için 'Soldan bakınca sağda, sağdan bakınca solda görünüyor' dememiş miydi? 'Bir yığın tezadın adamıyım' itirafında bulunan Tanpınar'ın kendisi,'Ne şarka ne garba, ne falana feşmekâna bağlıyım; bize bağlıyım' dememiş miydi? Galiba, 'biz' biraz da buyuz."

    (null 01.10.2013 13:38)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.